PLATON

ARİTOTELES
Aristoteles de varlığın ilk ve en önemli öğesini idea(düşünce, fikir) olarak görür. O Platon‘daki iki ayrı evrenin olduğunu kabul etmez. Tek gerçek dünya vardır. Dış dünyadaki varlıklar gerçektir. Fakat bu varlıklar sürekli değişir. Evrende ezeli, ebedi olan değişmeyen(mutlak olan) bu tek tek varlıkların içinde düşünsel özlerdir. Aristo bu özlere form der. Form ona göre ulaşılmak istenen amaç her varlığın hareket ve oluş gayesidir. Form maddeye oranla daha önemlidir. Örneğin koklamak burunun formudur.

Örnekleri çeşitlendirecek olursak; Meşe tohumu, meşe ağacının maddesi; meşe ağacı tohumun formudur.Kum camın maddesi; cam kumun formudur.Un ekmeğin maddesi; ekmek unun formudur.
Form maddeden önce gelir, değişmez, ezeli, ebedidir. Platon‘un idealarına benzer. Ona göre evrendeki tüm nesnelerin bir maddesi bir de formu vardır. Bir maddenin içinde birden çok form olabilir. Fakat her madde her formu kabul etmez. Örneğin su maddesi yanma formunu kabul etmez fakat pamuk kabul eder yani yanar. Fakat su akıcıdır. Pamukta akıcılık formunu kabul etmez.
Aristoteles'e göre tüm varlıklar belirli bir amaca göre yaratılmışlardır. Evrende gelişen tüm olaylar belirli bir amaca yöneliktir. Bu görüşe erek bilimsel (teleolojist) görüş denir. Bu amaçta bu oluşumu başlatan tanrıdır. Buna göre tüm varlıklar bir üst sınıfa çıkmaya çalışır. Örneğin yumurta(madde) civciv(canlı) olmak ister. Çünkü canlılar cansızlara göre bir üst sınıftadır.

• Heykelin yapıldığı madde; tunç, mermer v.b. (maddesel neden)
• Heykelcinin zihninde bulunan fikir, idea, heykelin biçimi (formel neden)
• Yapıcı (fail) neden olarak heykeltraş, elleri ve kolları
• Bunların tümünü harekete geçiren heykelin yapılış nedeni(erek, gaye) olması gerekir. Bunlar içerisinde belirleyici olan formel nedendir.
FARABİ
Fârâbi varlık konusundaki görüşlerini "vacibül vücud" kavramı ile açıklar. Buna göre her şey Tanrı‘nın
tüm varlıkların kendisinden çıktığı "zorunlu varlıktır." Onda özde tözde birdir. Ona göre Tanrı‘nın
kendi kendisi hakkındaki düşüncesinin bir sonucu olarak ondan
çıkmış, taşmıştır.Tanrı‘dan sırasıyla 10 akıl çıkmış ve faal(etkin) akıl dediğimiz 10.akıldan içinde yaşadığımız evren ve canlılar dünyası çıkmıştır. Dolayısıyla tüm varlıklar maddesel olmayan düşünsel(idea) olan faal akıldan çıktığı için gerçek varlık da düşünseldir. (idea biçiminde bir varlıktır.) Bu nedenle varlığın ilk ve en önemli öğesi ideadır.
HEGEL
Varlığın ilk ve en önemlisi olarak düşünceyi(idea) gören bir diğer filozof Hegel‘dir. Hegel‘e göre tüm varlıklar "Geist" ya da "Mutlak Ruh" adını verdiği maddesel olmayan bir zorunlu varlıktan diyalektik süreçle oluşmuşlardır. Diyalektik zıt güçlerin birleşerek sentez oluşturması sentezinde zamanla zıttını yaratarak zıttıyla birleşmesi sonucu yeni bir sentez oluşturmasıdır. Bu süreç sürekli devam eder.
Hegel‘e göre geist(tez) bilinmek, tanınmak ister. Bunun için kendini açmak gerçekleştirmek ister. Bunun üzerine canlı ve cansız varlıkları (antitez) yaratır. Bu safha geistin kendine yabancılaşma safhasıdır. Çünkü geistin özü düşünsel akli bir şeydir. Oysa ortaya çıkan canlı ve cansız varlıklar maddidir. Bu aşamada geist kendi özüne yabancılaşmıştır. Bunun üzerine geist (tıh, mutlak ruh) kendisine özüne dönmek doğada(canlı, cansız varlıklar) kendini gerçekleştirmek ister. Tarih, hukuk, sanat, bilim, devlet v.b. düşünsel alanlar(sentez) yani kültür geistin kendini doğada gerçekleştirdiği alandır. Geistin kendini diyalektik bir süreçle açmak istemesinin nedeni kendini gerçekleştirmek istemesidir.
Geist + Doğa = Kültür (Tarih, hukuk, sanat v.b.)
Tez Antitez Sentez
Hegel‘e göre tüm varlıklar, geist(tin)in kendini gerçekleştirmek istemesinden diyalektik olarak ortaya çıkmaktadır. Geist ise maddesel olmayan düşünsel bir zorunlu varlık olması nedeniyle varlığın ilk ve en önemli öğesi ideadır.
Kaynak: http://www.felsefedersligi.com/FileUpload/op30412/File/varlikfel.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder